Yabancı Diller Yüksekokulu

Müdürün Mesajı

Bir Dil Bir İnsan, İki Dil Daha Sağlıklı Bir İnsan!


Sevgili Öğrenciler,

Kadim şehir Trabzonumuza ve ülkemizin güzide eğitim kurumlarından Trabzon Üniversitesi'ne hoşgeldiniz. Başarınızdan dolayı sizleri, ve aileleriniz ve öğretmenleriniz başta olmak üzere bu başarıda pay sahibi olan herkesi canı gönülden tebrik ediyorum. 

Yabancı dil günümüzde artık bir seçenek değil; ciddi bir ihtiyaç! Hangi meslek grubunda olursanız olun, artık yabancı bir dili--hatta birkaçını-- akıcı ve etkili bir şekilde kullanabilmeniz beklenmekte. Diğer taraftan, bilimsel, ekonomik, sosyal ve toplumsal ilerlemeler ikinci veya yabancı dille ilgili korku ve kaygılarımızı yavaş yavaş ortadan kaldırdı. Pek çok ülkede ve 28 üye ile 24 resmi dile sahip Avrupa Birliği’nde çift veya çok dillilik artık hayatın doğal bir parçası olarak görülmeye başlandı ve bu anlayışı destekleyen ciddi adımlar atıldı. Konuyla ilgili politikalar hayata geçirilerek eğitim plan, program ve ortamları yeniden düzenlendi veya hâlihazırda düzenlenmekte. Artık dil repertuvarımızı genişletmenin gerekliliği konusunda çoğumuz hemfikiriz ama hâlâ değişmeyen bir şey var: “Neden ikinci ya da yabancı bir dil gerekli?” sorusuna verdiğimiz alışılmış, sıradan cevaplarımız: Yani bakış açımız.


Küresel dünyada yabancı dil bilmenin saygınlık kazandırdığını; kariyerimizde yükselme ve buna bağlı olarak gelir artışı şansı sunduğunu; yabancı edebiyat, film, müzik ve yaşam tarzlarıyla tanışma imkânı sunarak kültürel farkındalığımızı artırdığını; ülkelerarası seyahati kolaylaştırdığını; mesleğimiz veya uzmanlık ve ilgi alanlarımıza dair yabancı kaynaklara erişimi pratik hale getirdiğini; kendini ifade, iletişim ve yaratıcılık gibi pek çok yeteneğimizi geliştirdiğini ve hayat kalitemizi artıran onlarca diğer faydalarını çoğumuz biliyoruz. Peki ya zihinsel süreçleri destekleyip sağlıklı karar verme yeteneğimizi geliştirdiğini biliyor muyuz? Hafızamızı iyileştirdiğini? Zekâmızı geliştirdiğini? Hepsinden de ilginci, demans olarak ifade edilen ve halk arasında bunama olarak bilinen, beynimizi etkileyen bozuklukların neden olduğu belirtilerin tümüne karşı bir kalkan görevi görerek beynin sağlıklı işleyişine yardım ettiğini ve ilerleyen yaşlarda Alzheimer gibi rahatsızlıkların belirtilerini geciktirdiğini?

Son yıllarda iki veya çok dilliliğin bilişsel faydalarına işaret eden ve dilbilim alanı ile sınırlı olmayan çalışmalar büyük bir ilgiyle takip edilmekte. Birden fazla dil konuşanların bir nevi beyin jimnastiği yaptığı ve bu kişilerin beyinlerinin daha sağlıklı ve güçlü kaldığı bulguları yabancı dil öğrenmek ve birden fazla dili konuşmak için yeni ve büyüleyici bir gerekçe sunuyor. Kanada Toronto’daki York Üniversitesi’nde psikoloji profesörü ve bilişsel sinirbilim uzmanı olan Dr. Ellen Bialystok ve ekibi Dr. Bialystock’ın yöneticiliğini yaptığı ve temel amaçlarından biri iki dilliliğin beynin bilişsel işlevleri üzerindeki etkisini anlamaya çalışmak olan Yaşam Boyu Biliş ve Gelişim Laboratuvarı’nda [The Lifespan Cognition and Development Lab] son on yılda çok sayıda önemli ve ilgi çekici çalışmaya imza attı. Hem sağlıklı, hem de hasta popülasyonlarında farklı dillerin kullanımının bilişsel ve beyin işlevleri üzerindeki etkisini araştırmak için elektroensefalografi (EEG) ve manyetik rezonans görüntüleme (MRI) teknolojisini içeren davranışsal ve nörogörüntüleme yöntemlerini kullanan bu çalışmalardan bazılarının sonuçları şunlar:
  • 4-8 yaş arası çocukların bilişsel gelişimi incelendiğinde, iki dilli çocukların, yanıltıcı algı oluşturan bilgiler içeren problemleri çözme yeteneğinin yaklaşık olarak aynı gelişim aşamasında olan tek dilli çocuklardan daha gelişmiş olduğu ve bu çocukların bilişsel işleme becerisi açısından da daha güçlü oldukları görülmüştür. Bu avantajlar hem sözel hem de sözel olmayan alanlarda çok çeşitli problem türlerinde kendini göstermiştir. (Barac, Moreno, & Bialystok, 2016; Bialystok, 2015; Sorge, Toplak, & Bialystok; 2017)
  • Yaşlanma ile biliş üzerindeki azalan kontrolün ve yavaşlayan tepki sürelerinin iki dillilerde daha az ve daha geç ortaya çıktığı;  diğer bir ifadeyle, iki dilliliğin, yaşla birlikte gelen doğal bilişsel yavaşlama oranını azaltarak bireyleri koruduğu ve iki dillilerde beynin zihinsel işlevlerini daha sağlıklı bir şekilde yürütmeye yardım ettiği görülmüştür. (Anderson, Grundy, de Frutos, Barker, Grady, & Bialystok, 2018; Anderson, Saleemi, & Bialystok, 2017; Sullivan, Prescott, Goldberg, & Bialystok, 2016)
  • Çift dilliliğin sağladığı, çalışma grubunun ifadesiyle, bilişsel rezervin sadece yaşam boyu bilişsel performansı artırmakla kalmayıp, aynı zamanda Alzheimer hastalığı gibi nöropatoloji varlığında demans belirtilerine karşı da koruyucu olduğu görülmüştür. Bulgular, iki dilli bireylerin demans riskinin daha az olduğunu; demans tanısı alan kişilerden iki dilli olanlarda tek dillilere oranla hastalığın belirtilerinin ortalama olarak dört yıl daha geç ortaya çıktığını göstermiştir. (Bialystok, Craik, Binns, Ossher, & Freedman, 2014; Craik, Bialystok, & Freedman, 2010; Schweizer, Ware, Fischer, Craik, & Bialystok, 2012)
Sadece bir dil mi konuşuyorsunuz? Başka bir dil öğrenmeye ve/veya kullanmaya zamanınız ya da ilginiz mi yok? Endişelenmeyin! Bialystok’a göre beyninizi aktif tutacak başka aktivitelerle çok dilliliğin sağladığı zihinsel sermaye elde edilebilir; fakat burada kendimize şu soruları yöneltelim: Günde kaç saat Tetris, Bricks Breaker, Bubble ShooterCandy Crush Saga ve Minecraft gibi bir oyunu oynayabilir ve bunu kaç yıl devam ettirebiliriz? Sudoku veya diğer bulmacaları çözmeyi ya da satrancı ne sıklıkla hayatımızın bir parçası haline getirebiliriz? Beynimizi dinç tutma adına rutin davranışlarımızdan ne kadar uzaklaşabiliriz? Yoga, pilates ve/veya jimnastik için kaçımız hevesimizi yıllarca devam ettirebiliriz? Bu yüzden, zaman, zemin, konum, para, istek, çaba gibi maddi ve manevi sınırlılıklar olmadan doğal olarak hayatımızın bir parçası olabilecek iki veya çok dillilik zihnimiz için çok daha cazip bir seçenek sunmuyor mu? Cevabı tahmin etmek zor değil! Dolayısıyla, yeni nesilleri teşvik etmek için “Bir dil bir insan, iki dil iki insan.” atasözü yerine artık “Bir dil bir insan, iki dil daha sağlıklı bir insan” sözünün kullanıldığını duymaya başlamak şaşırtıcı olmayacak.

Aslında dil öğrenmeleri için insanlara “yabancı dilde kendini tanıtma” “yurtdışında adres sorma” ve “uluslararası bir lokantada yemek siparişi verme” gibi dilin hiçbirimizin önemini yok sayamayacağımız sayısız günlük iletişimsel işlevini ya da “istihdam şansını ve kariyer fırsatlarını artırma” “bilgiye erişimi kolaylaştırma ve ufku açma” ve “yurtdışına seyahati kolaylaştırma” gibi bilindik bilişsel olmayan faydalarını tekrarlamanın zamanı çoktan geçmedi mi? Bunun yerine, bireylere, birden fazla dil konuşmanın beyni geliştirdiği; hafızayı güçlendirdiği; dikkati artırdığı; daha iyi duymayı sağladığı; aynı anda birçok işi, dikkat eksikliğine ve verimsizliğe yol açmadan hızlı ve başarılı bir şekilde tamamlamaya yardımcı olduğu gibi ezber bozan bilgilerin aktarılması çift veya çok dilliliğe yönlendirme noktasında çok daha motive edici olabilir.

Sevgili öğrenciler, burada sonuca karar verecek olan sizlersiniz! Yabancı dil dersleriniz ve bu bağlamda alacağınız eğitim yabancı dil ihtiyaçlarınıza ve beklentilerinize sihirli bir çözüm olmayacaktır. Hepiniz nihai hedeflerinizi, globalleşen dünyada başarılı bir birey olmak için üniversite diplomasının ötesinde sizlerden beklenen beceri ve yeterliliklerin neler olduğunu, kişisel ve entellektüel birikiminizi, güçlü ve geliştirilmesi gereken yönlerinizi, sizi nelerin heyecanlandırdığını ve motive ettiğini, nasıl öğrendiğinizi ya da öğrenmediğinizi değerlendirebilecek yetkinliktesiniz. Resmi statüsü veya çoğu kez ders dışında zaruri kullanım alanı olmayan dilleri sınırlı ders saatlerinde öğrenebilme ders dışı öğrenme ortamlarını da içine alan ciddi bir çaba gerektirmektedir. Bu çabayı beslemek ve aktif tutmak en iyi okullarla, öğretmenlerle, öğretim programlarıyla, ders materyalleri ve 
içerikleriyle, ders ve uygulamalarıyla mümkün olmayabilir. TRÜ Yabancı Diller Yüksekokulu ailesi olarak bizim görevimiz sizler için yabancı dil kullanmaya yönelik uluslararası standartlarda bir öğrenme ortamı tasarlamak ve yabancı dil konusunda kendinizi geliştirmek için her türlü imkan ve desteği sunmak, yabancı dile ve öğrenmeye olan heyecanınızı paylaşmak ve yabancı dil, kültür ve kültürlerarası iletişim ve etkileşim açısından rol model olmak; gerisi sizin işiniz. Sizlerin sorumluluklarınızı yerine getireceğinize ve gerekli cesaret ve çabayı göstereceğinize inanıyor, öğrenim hayatınızda başarılar diliyorum.

Sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Doç. Dr. Servet ÇELİK*
TRÜ Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü

Kaynaklar
Anderson, J.A.E., Grundy, J.G., de Frutos, J., Barker, R.M., Grady, C., & Bialystok, E. (2018). Effects of bilingualism on white matter integrity in older adults. NeuroImage, 167, 143-150.
Anderson, J.A.E., Saleemi, S., & Bialystok. E. (2017). Neuropsychological assessments of cognitive aging in monolingual and bilingual older adults. Journal of Neurolinguistics, 43, 17-27.
Barac, R., Moreno, S., & Bialystok, E. (2016). Behavioral and electrophysiological differences in executive control between monolingual and bilingual children. Child Development, 87, 1277-1290.
Bialystok, E. (2015). Bilingualism and the development of executive function: The role of attention. Child Development Perspectives, 9(2), 117-121.
Bialystok, E., Craik, F.I.M., Binns, M.A., Ossher, L., & Freedman, M. (2014). Effects of bilingualism on the age of onset and progression of MCI and AD: Evidence from executive function tests. Neurop
sychology, 28, 290-304.
Craik, F.I.M., Bialystok, E., & Freedman, M. (2010). Delaying the onset of Alzheimer’s disease: Bilingualism as a form of cognitive reserve. Neurology, 75, 1726-1729.
Schweizer, T., Ware, J., Fischer, C.E., Craik, F.I.M., & Bialystok, E. (2012). Bilingualism as a contributor to cognitive reserve: Evidence from brain atrophy in Alzheimer’s disease. Cortex, 48, 991-996.
Sorge, G., Toplak, M., & Bialystok, E. (2017). Interactions between levels of attention ability and levels of bilingualism in children’s executive functioning. Developmental Science, 20(e12408), 1-16.
Sullivan, M.D., Prescott, Y., Goldberg, D., & Bialystok, E. (2016). Executive control processes in verbal and nonverbal working memory: The role of aging and bilingualism. Linguistic A
pproaches to Bilingualism, 6, 147-170.

*Doç. Dr. Servet ÇELİK, Gazi Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği programında lisans eğitimini, Pennsylvania Üniversitesi'nde Yabancı Dil Olarak İngilizce Öğretimi alanında yüksek lisansını ve Indiana Üniversitesi-Bloomington'da Yabancı Dil Eğitimi alanında doktorasını tamamlamıştır. Milli Eğitim Bakanlığında ilköğretim seviyesinde İngilizce öğretmeni, Amerika Birleşik Devletlerinde yükseköğretim seviyesinde Yabancı Dil Olarak Tükçe okutmanı, Educational Testing Service'de TOEFL sınavı konuşma bölüm puanlayıcısı, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu'nda (TÜBİTAK) İngilizce öğretim programı ve materyal geliştirme konularında uzman araştırmacı gibi farklı görevlerde bulunmuştur. Öğretmen eğitimi ve mesleki gelişim, İngilizce dersi öğretim programları ve program geliştirme, kültürlerarası farkındalık ve çokdillilik/çokkültürlülük gibi konularda çok sayıda akademik çalışması bulunan Dr. Çelik, “Sustainable Multilingualism” [Sürdürülebilir Çokdillilik] (ISSN 2335-2019) adlı uluslararası bilimsel derginin yardımcı editörüdür.

Halen TRÜ Fatih Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapan Doç. Dr. Servet Çelik, Yabancı Diller Eğitimi Bölüm Başkanlığı ve İngiliz Dili Eğitimi Anabilim Dalı Başkanlığı görevlerine devam etmektedir. T.C. Milli Eğitim Bakanlığı YLSY bursu ile 1416 sayılı yasa çeçevesinde 2001-2009 tarihleri arasında Amerika Birleşik Devletleri'nde yüksek lisans ve doktora eğitimini tamamlayan Dr. Çelik, aynı zamanda YLSY burs programı Trabzon Üniversitesi kurum koordinatörüdür.
Menüyü Kapat